17 Şubat 2010 Çarşamba

ÇOK CANIM SIKILDI

Her geçen gün daha çok arıyorum hasretinin yokluğunu.
Belki de yeni farkına varıyorum gittiğin yerin dönüş biletiğini almadığını.
Bana meçhule giderken sıkma canını demiştin ya,
ÇOK CANIM SIKILDI dostum hem de ÇOK.
Her geçen gün daha iyi anlıyorum acı hayat hikayeni,
elinden gelse insanlığın suçunu üzerine alırdın sen.
Dönüş biletini almayı unutan da sen!
Bana giderken sıkma canını demiştin ya sen.
ÇOK CANIM SIKILDI dostum hem de ÇOK.
Bazı anlar yeni geçiyor gözlerimden.
Seni kabrine ben koymuşum,
gözyaşlarım toprağını sulamış,
bülbüller o an şarkılar söylemiş,
üzerine de birkaç kürek toprak atmışım.
Kusura bakma dostum öyle gerekiyor dediler.
Bana giderken sıkma canını demiştin ya sen,
ÇOK CANIM SIKILDI DOSTUM HEM DE ÇOK.

(Bu şiir, üç sene önce bugün yazılmış olup, 
45 yaşında Hak'kın rahmetine kavuşan Dayımın ölümünün üçüncü yılında ruhuna söylenmiştir.)

NEYZEN EMRE TOMBUL
  

10 Şubat 2010 Çarşamba

İŞTE İLK GÖRÜŞÜM

rengim artık mavidir
gözlerimin

sen nasıl görüyorsan
o şimdi benim

ama tam transfer
bendeki yeni güzellemelerine

geçmişin dar gelmeli üzerine
geleceğim
bol

kıçımdan düşmeli
sensiz üzerime

yılların biriktirdiği ayaklarından
tersine kurtarıyorum gelen yolundan
misinayı

parmaklarını özgür bırakıyorum artık



Neyzen Emre Tombul

2 Şubat 2010 Salı

TANIK

Puslu bir kış sabahında şimdi devamı heveslerim.
Hepiniz gördünüz o güneşim, tutalım.
Sen değildin aslında sen gibi niceleri de sevdiğim.
Ayakları dönüş yolunu unutmayı ezberlediği gözlerinde kazaları kıldığım.
Puslu bir kış sabahında devamı hevesleri.
Beş vakitli zikrinde dikkatinden fırlamış avcının Tanrı'nın kuş bakışı hergün öldürdüğü avları.
Sen değildin aslında ayakları dönüş yolunu unuttuğu sen gibi niceleri taptığım.
Toprağında kazaları kıldığım.

NEYZEN EMRE TOMBUL

Takipçiler

Blog Içi Ara