6 Ağustos 2010 Cuma

ÖLÜMÜM YAKIN


Şu en kötü günlerimizde yenilen yemek,
yemek için yediğimiz kepek,
Gerçekten yaşadığımıza inanmak içindir,
dolabıma terlettiğim su.
O en kötü günümüzde odamda kaldı,
beyaza hayranlık duyan,
kalın esmer saçların.
Benimle işler burada sandığın gibi.
Gibilerle gelirsin ama,
yarın ölümüm yakın.
Şu en kötü gecelerimde,
tadıma zorladığım rakı.
Kendimi hatırlatmak içindir ona,
üzerine döktüğüm su, katı.
Etkili olamadın hiç hüzünlenmekte,
birebir benim gibi sağcı.
Gibilerle gelirsin bir gün Nisan 1 şakası,
ama yarın, ölümüm yakın.
Şu en kötü günümüzde gün geceye boyun mu eğecekti?
Sonra gece on parmağının tümünü sayıp,
güne sahip olduğunu mu?
Gece hep erkekti, kurt idi.
Gündüz bakire.
Bunu usta şairler bile çözemedi.
Ki zamanın her yerinde buluşturdular,
istedikleri gibi kendilerini.
Karanlık yaşadığı müddetçe ışık ölüydü.
Yalnız gün yaşarken gece pusu.
Ağzındaki bütün yıldızları,
kaydırıp kaydırıp duracak, Güneş'e.
Güneşse farkında olmadan, her şeyin,
kızdırıp kızdırıp orgazmını, batıracak denize.
Bir gece vakti.
Vakti değil mi gecenin?
Kızlığını bulup da gelirsin.
Ama yarın ilk ışıklara,
ölümüm yakın...

Neyzen Emre Tombul

02/08/2010

Takipçiler

Blog Içi Ara