29 Ocak 2010 Cuma

*BEYAZ GELİNLİK*

Kal bu kanalda değiştirme frekansı, güzel tınlıyor kulağıma.
Aldanma, bak bir çift deli bakışa.
Baktığın ayna seni değil, bir başkasını gösteriyor.
Kal bu makamda incitme hicazı.
Bu ney bu dizide başka ağlıyor.
Sev Yaradanı onun her türlü yansımasını.
Bu sevdaya burada nazar değiyor.
SUS, DİNLE, GÖR bekle bu rüyanın devamını son bu sefer farklı.
BEYAZ GELİNLİK SENİ,
ÇOCUKLAR BİZİ BEKLİYOR.

NEYZEN EMRE TOMBUL

BU ŞİİRİ ŞİMDİ YAZDIM

Hayat beni bir sağa bir de sola at.
Heryerdeymiş görememişim,
ama bu son salı yokuşuna tükürdüğüm.
Dolu yağmış gözlerime kartutmaz asfaltında.
Ne çok seyredermiş meğersem beni.
Idolüymüşüm, duayeniymişim, sonradan hayranı.
Patika yollardan geçermiş yoluma çıkabilmek için.
VAY BE ne denir ki böyle bir sevgiye.
Meyhanede başım önümde içerken,
hep cephe gardında iki metre uzaklıktaymış yakınıma.
HAYAT BU AKILSIZ BAŞI BİR SAĞA BİR DE SOLA AT.
Tanıştık, oturduk, konuştuk.
İnanılır gibi değildi.
Eksik şairliğimi de duymuş bir şekilde.
Okumak istedi,
çoktan çok utanarak okuttum şimdi sizin okuduğunuz kitabımın tüm şiirlerini.
Üzerine aldı çocuklarımın hepsini!
Bir kitap dolusu sözlerime bir cümleyle cevap verebildi.
O da bende kalsın.
HAYAT BÖYLE BİR SEVDAYI HEM SAĞIMA HEM DE SOLUMA AT.

NEYZEN EMRE TOMBUL
11.11.2008

27 Ocak 2010 Çarşamba

AKBABA

Kalıcı olmaktan bahsettiniz,
siz ruhu hem cinslerim.
Dünya mekanında ayrı yumurta ikizlerim.
Mıntıkası yapılacak NEYZENİN!
Kiri de benim, pası da.
Adım çıktı leş yiyiciye!
Boynuzları pedikürden bozma gergedan çıkıntısı yamyamın.
Siz büyümekten bahsettiniz,
suyu da benim toprağı da.
Tanrı'nın devamını oynuyor adem oğullar!
Mahrem pozlarınız gündelik dışarı.
Yarın başka objektif,
yeni bir can doğacak.
Siz ruhu hem cinslerim,
kendi mıntıkalarını kendileri defneder tüm leş yiyicilerin.
Siz dünya mekanında ayrı yumurta ikizlerim.
KUL DA BENİM TANRI DA.

NEYZEN EMRE TOMBUL




14 Ocak 2010 Perşembe

BİZ GELDİK

Ölmeye geldik dünyaya,
en iyi kelâm benden çıkmaz her defasında.
Dinlenirken fonumuz V sekiz motor çanlarıyla,
tüm sesli sessizlerim adam asmaca!
Her iç çekişinde peltek duyuruyor imgelerini tabiat ana apsolit kulağıma.
Ölmeye geldik dünyaya,
erkek yunuslar kendi ciğerinden agaşon yaralı,
kartaneleri havada lapa.
Çağın bulaşıcı hastalığı migren,
birbirimize bulaşıyor sözlü geçişlerden.
Ülseri tetikliyor,
çiğnetiyor gastirit ağızlara.
Bilirim en uzun ömür bile kısa.
AFEDERSİNİZ!
Biz,
PARDON!
SEVMEYE GELMİŞTİK DÜNYAYA.

NEYZEN EMRE TOMBUL

12 Ocak 2010 Salı

KÖREBE


Gözlerim az önceyi biranda geçti,
sen unutma nerede tanıştığımızı.
Ramazan davulcusu sabandan çıkamadı!
Şimdi akordiyon çalıyor siyah tuşlar üzerinde beyaza yasaklı.
Gözlerim az önceyi biranda aştı,
bir sen bil nerede saklandığımı.
Her şeyin aslı göremediğinde saklı!
Ağaç kökleri, köstebek çıkmazı.
Sargılı küp şekerlerin çay erimeleri.
DUDAKLARIMDAN SIKIŞTIM NEYİN İLK BOĞUMUNA,
SAKIN NEREDE OLDUĞUMU UNUTMA.

NEYZEN EMRE TOMBUL

SÛR

Elimde tesbih sağ elimde.
Kötümser trenin ceza vagonlarını boşaltmaya gidiyoruz işveren istasyonuna.
Gemiler denizden çalışmakta.
Miçolar, tayfalar ve kaptan,
kendilerini batıracaklar üçgeninde şeytanın.
Elimde tesbih sağ elimde.
Çıkartmaya gidiyoruz  şeytana.
Bölge karantina altında Amerikan başkanları da orada.
Tesbih sol elimde çark etmeye başladı, kıyamete işaret.
Ay güneşle yer değiştiriyor,
yıldızlar ayakaltı yanmıyor ve artık uçamıyorlar.
(İsa da orada.)
Bütün kalem kağıtlara gölgeler el koymuş,
kendi sahtelerini yazıyorlar kötüden en kötüsüne.
Amerikan başkanları İsa'yla yer değiştirdi.
Halkını kurtarıyorlar kendilerini yakarak.
Elimde tesbih, her iki elimde de.
İsrafil'i çekiyorum gün batımı konserine.
Azrail protokolden ürkerek soruyor.
SÛR YANINDA MI.


Neyzen Emre Tombul

8 Ocak 2010 Cuma

PASTANE DÖNEMİ

Pastane dönemi adı,
son nesilin hayal ve rüyası.
Arınmış nefislerin son hatırası,
siyah beyaz bir aşk filmi onların senaryosu.
Pastane dönemi adı.
Bindokuzyuzkırkdokuz,
yetmişdokuz arası.
Bankada çalışan memur,
kirli çamaşırları elinde yıkayan ev hanımı.
Ve onların bakır tohumları.
PASTANEDE BİR GÖRÜCÜ USULÜ,
MASUM KALPLERİN GÜNAHSIZ ÇOCUKLARI.
Adı pastane dönemi.
Maziden esen ılık meltem rüzgarı.
Onların bakır tohumları şimdi şeytanın çocukları.
Kerhane dönemi burası,
vesikasız kadınların yuvası.
Kimbilir hangi bedendi en son rüyası.
KERHANEDE BİR GÖRÜCÜ USULÜ,
NİKAH ŞAHİDİ ŞEYTANIN SİYAH GELİNLİKLİ KIZLARI.


NEYZEN EMRE TOMBUL

6 Ocak 2010 Çarşamba

PANİK ATAK

Gözlerim açık uyuyorum artık.
Dünya karanlık olmuş ha aydınlık, banane.
Bu yoklukta gündeliğim iyi para, sanane.
Ben sürerim saltanatımı yerim en lüks mutfağını,
bir damarım tıkalı kimene.
Beklenen sevgili hala gelmedi.
Bir sevgili isteyen kim!
Bu şiiri ben neden yazmıştım.
Kötü de olsa en iyisi beyaz bir sayfa daha kirlendi sizene.

NEYZEN EMRE TOMBUL

Takipçiler

Blog Içi Ara