Çöpleri, pet şişeleri eleyip, kolibasillerden geçip gelirdi bana.
Aysız gecelerde yakamoz olup dağılırdık, tüm denizlerin karanlık sularına.
Düş olurduk yarı uykuda bir gözü açık!
Köstek olurduk zamana, bir ayağı kırık!
Güneşle gelirdi tekkeye. Kem gözleri atlatıp, nazarlardan, nefsin
Bir kamışa iki nefes olup üfledik.
Mühürlenmiş kalplere dağıldık, hu sesiyle tüm kainata saçıldık.
Bir sikke altında iki ölü.
Bulutlara pres yapıp rüzgarlarla gelirdi mezarına.
Gülü bülbüle bırakıp, sıyırarak geçip, misk-i amber kokularıyla, papatyalarla baharla gelirdi yuvamıza.
Galata da diriliş; tekke de aşk randevusu.
Bir tennure altında dört bacak, bir sikke altında iki ölü...
NEYZEN EMRE TOMBUL
20/02/2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
İlettiğiniz görüşün bir kimliği olsun,
lütfen ADInızı belirtiniz.