24 Kasım 2009 Salı

MASUMDUK....


Der ki Neyzen; geleceğe güvenme! Ondan bir şey isteme.
Hala çocukluğun elinde, eski bakir aşkların geçiyor gözlerinin önünden...
Annen baban hala hayatta.
O zaman Dilara daha evlenmemiş, bakkalın torunu elli kuruşa gündelik çalışıyor.
Daha aşık olmamışsın, henüz Ney'den ses çıkmıyor.
Sahne tozu hapşırık yapıyor...
Geleceği bekleme! Geçmiş gözlerinin önünde.
Dedemin ahşap evindeyim şimdi, dedem öleli çok oldu...
Babaannemle bir odada sukûn...
İslamın şartlarını öğreniyorum.
Yarın okul yok... Gece uzun.
Çok tekrar ahşap evde başka birgün.
Fatihayı öğrendim bugün.
Derken aynı yastıkta babaanne ve torun.
Sûreler küçüğün beyninde bu ne üslûp bu ne yorum.
Gün bugün; artık öğrenmiyorum.
Ders bitti!!!
Babaannem hayatta! Ama beni hatırlamıyor.
Dedemden kalma ahşap ev çoktan satıldı.
Ev inşaat halinde, yapı durduruldu.
Ne babaannem artık o evde ne dedem.
Ne de babamın halasının kızları.
Manzaraya takdim edilmiş, her türlü resmin içinde yer alan Boğazın ahşap kızı artık boş.
Kimselerin girmeye bile cesaret edemediği, terkedilmiş ruhlar evinde bakkalın torunuyla, neyzen cirit atıyor!
Alabildiğine şarap şişelerinin artık sözü yok.
Çünkü boş!!!
Makamsız şarkılar Neyzen'in başpâresinden kuşbakışı boğazı yakıyor.
Benim çaldığım Ney Dilarayla ip atlıyor.
Benim söylediğim söz, Esra'yla saklambaç oynuyor.
Bugün yazdığım şarkı Nuray'ın ağbisi Koray'dan dayak yiyiyor!
Ne çalsam ne söylesem ne yazsam.
Bakkalın torunu Metin beni çok seviyor.
Masumdum, masumduk, masumdun
uz, masumdular!!!

(Bizim istediğimiz çok uzun yaşamak değildir! Yaşadığımız kadarıyla severiz.)

Bu şiir; Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz" şarkısına düettir.

NEYZEN EMRE TOMBUL

YİNE MART 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İlettiğiniz görüşün bir kimliği olsun,
lütfen ADInızı belirtiniz.

Takipçiler

Blog Içi Ara